HIRSIZ
Özgür Atlagan, Onur Ceritoğlu, Joseph Redwood-Martinez, Mark Van Yetter
Özgür Atlagan
Onur Ceritoğlu
Joseph Redwood-Martinez
Mark Van Yetter
Açılış - YARIN, Cuma, 18 Kasım, 18.00-20.00.
18 Kasım - 4 Aralık 2011
Boğazkesen Cad. No. 27A, Tophane, Beyoğlu
(eski Non), ziyaret saatleri - 11.00 - 18.00, Çarşamba - Pazar
Brunch - 26 Kasım Cumartesi, 11:00 - 12:00, ardından Özel bir gösterim olacak, detayları Önümüzdeki günlerde duyurulacaktır.
Protocinema, Özgür Atlagan, Onur Ceritoğlu, Joseph Redwood-Martinez ve Mark Van Yetter'in işlerinden oluşan grup sergisi "Hırsız"ı sunuyor. Serginin ismi, modern hayatın parçaları olan yabancılaşma ve yer değiştirme kavramları üzerine derin bir meditasyon olan klasik İtalyan neo-realist filmi Bisiklet Hırsızları'na (1948) gÖndermede bulunuyor. Bir şeyin alınmış olduğu hissi var. Protocinema projesinin kalbinde anlam kaymaları ve bağlamın gittikçe artan bir anlaşılması var. Hırsız'daki sanatçılar güncel hayattaki bu kaygıları, şaşırtıcı bir şekilde farklı biçimlerde olmak üzere, ele alıyor.
Batan Geminin Malları, 2011, isimli işinde Özgür Atlagan, ziyaretçilerin tek başlarına içine girmeye davet edildiği bir çöp torbası kulübesi sunuyor. Sıkışık iç mekanda ufak bir tabure, geleneksel bir halı üstünde bir monitÖr, ayaklı kumaş lambalar ve iki tahta kutu mevcut. Atlağan'ın videosu, 90 derece çevrilmiş ve aşağı bakar halde, nihai sonlarını fotoğraflayan turistleri betimliyor. Eşlik eden ses kaydı ise çarpıcı bir biçimde karmaşık: Titanic (1997) filminden az bilinen şarkılar, eski plaklardan alınmış bir zamanların meşhur şarkılarının kayıtları ve sanatçının "duty free" şirketlerin fiyatlarını, markalarını, promosyonlarını ve websitelerini okuduğu Türkçe seslendirmesinden oluşuyor. Batan Geminin Malları yolculuğun fiziksel ve dilbilimsel tortusunu, kompulsif çöp ve kendinden uzaklaşmanın evrensel arzusu üzerine daha derin bir diyaloğa birleştiriyor.
Onur Ceritoğlu, çevresinde bulduğu ahşap mobilyaları tipik Ikea mobilyalarına benzer bir biçimde yeniden şekillendirdiği, sÖktüğü ve yeniden bir araya getirdiği heykellerinin temeli için kullanıyor. Dikey heykeli, Evci, 2011, bir arkadaşının stüdyosundan bir başka arkadaşınınkine ve evler arasında dolaşmış ve her defasında Çeritoğlu'nun elle çizilmiş elkitabına gÖre yeniden bir araya getirilmiş. Eserin her geçici sahibi, nesnenin biçimini ve işlevini yeniden (ya da yanlış) yorumluyor. Bu yolla, yerel zanaatkarlık ve küresel kurumsal üretim, kültürlerin homojenizasyonundaki gelişmelerin eleştirisine eklemlenmiş oluyorlar.
1947 yılında Henri Cartier-Bresson ve Robert Capa ve diğer kişiler tarafından kurulan Magnum Photos beraber işletilen uluslararası bir fotoğraf arşivi ve İspanyol İç Savaşı zamanından günümüze kadar çekilmiş, ikonlaşmış bir çok fotoğrafı bünyesinde barındırıyor. Fotoğraf taramalarını ve basından, yayıncılardan, reklamcılardan, galerilerden ve müzelerden gelen kullanım izni taleplerini kolaylaştırmak için arşivdeki her fotoğrafın etiketlenmesi, düzenlenmesi ve sıralanması için kapsamlı bir anahtar sÖzcükler sistemi geliştirilmiş. Devam eden Arşiv Anahtar SÖzcükleri serisiyle, Joseph Redwood-Martinez bu meta-datayı, Magnum arşivinden seçme reprodüksyonların temeli olarak ele alıyor. Bu sÖzcükler, sanat tarihi, stok fotoğrafçılığı, foto-gazetecilik ve reklamcılığın rahatsız edici kesişimini işaret ediyor. Aynı zamanda hem çok kesin hem de belirsiz, bu sÖzcükler aynı anda anlamı hem dikkatle inceliyor hem de tüketiyor. Bu bağlamda, Arşiv Anahtar SÖzcükleri'ndan seçmeler gerçeğe benzemenin sınırlarını araştırıyorlar. Sınırlarına gidilmiş fotoğraflar.
Mark Van Yetter'in resimleri, kayıp benlikle yeniden birleşme çabası içinde, bilinç ve bilinçdışındaki arasındaki tuhaf bir yeri mesken edinmiş durumdalar. İsimsiz, 2011, adlı işte tek bir fırça darbesi kavisli bir geçiş kapısını ya da bir gÖkkuşağını ya da soyut bir biçimi, ya da üçünü birden ve daha da fazlasını temsil ediyor. Biçimin tabanında birbirlerine bakan iki oturan figür var ve bedenlerinin şekli bir profil biçimini alıyor. Bu mizansen, belirgin bir şekilde antik mimariye gÖndermelerde bulunuyor, fakat bir yandan da figürler 1960ların devrimci yıllarındanmış gibi gÖrünüyorlar. KüratÖr Howie Chan'ın dediği gibi, "Sanatçı Mark Van Yetter'in işi bu çağrışımlı dizilerden besleniyor, biçimciliğin bağlarının çÖzüldüğü dÖnüm noktasıyla bir bağ kurarak, Özgün Önermenin altında yatan imkansızlığa (saçmalığa) gÖndermede bulunurken çoklu olanakları gÖrünür kılıyor.
Protocinema, kâr amacı gütmeyen New York ve İstanbul'da yer değiştiren sergiler yapma deneyidir ve her sanatçıya Özgü geçici ve/ya kullanılmayan mekanlarda sergiler sunar. Protocinema, dünyanın her yerinden yeni ve yerleşik sanatçılar için, yeni dünyalar ve sergiler gerçekleştirmek doğrultusunda halka açık geniş bir bağlamda imkanlar yaratır.
Teşekkürler - Alex Zachary Gallery, New York; Selim Birsel; Sabancı üniversitesi, İstanbul; Lisa Spellman, SALT İstanbul, Galeri NON, İstanbul, Emma Black, Lara Fresko, Ozge Resoy ve Jason Duval.